Sömürgecilik ve Direniş – 1
Öz: Tasavvuf tarihinin erken dönemlerinden itibaren sûfî müellifler tarafından kaleme alınan
çeşitli eserlerde birbirinden farklı yüzlerce tasavvuf tarifinin yapıldığı görülür. Bu bağlamda
zaman, zemin ve ilgili şahsın önceliklerine göre farklılık arz eden bu tariflerin en kuşatıcılarından birinin sahibi olan Amr b. Osman el-Mekkî tasavvufu “kulun her vakitte, o vakit içinde
işlenmesi en uygun olan amelle meşgul olmasıdır” şeklinde tarif eder. Mekkî’den günümüze
tasavvuf tarihinin seyri ve sûfîlerin faaliyetleri göz önüne alındığında onun ortaya koymuş
olduğu anlayışın tasavvuf erbabı tarafından büyük oranda benimsendiğine şahit olunur.
Bu itibarla sûfîler birlikte yaşadıkları halkların yüz yüze kaldıkları sıkıntılara kendi perspektiflerinden çözümler getirmeye çalışmış ve gerektiğinde bu çözümlerin hayata geçirilmesi noktasında aktif roller üstlenmişlerdir. Nitekim tıpkı Moğollar’ın İslam âlemini istilasına karşı savaşırken öldürülen Necmüddîn Kübrâ ve Mısır’a saldıran Fransızlar’a mukabele eden ordu içerisinde en ön saflarda yer alan Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî gibi, Batı kaynaklı sömürgecilik hareketi
karşısında dikkate değer direniş örnekleri veren tarikat mensuplarının faaliyetleri durumun
bu minval üzere olduğunu göstermektedir. Bu makalede sömürgecilik karşıtı sûfî direnişin tarihinden ziyade temel nitelikleri üzerinde durulacak ve birbirine yakın dönemlerde, farklı coğrafyalarda bu harekete önderlik eden eren-mücâhidlerin faaliyetlerinin karakteristikleri tespit edilmeye çalışılacaktır.