Ermeni Taburu General Martager’i andı
RAQQA – Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Taburu, 14 Ağustos 2017 tarihinde Raqqa’da ölümsüzleşen komutanlarını askeri bir törenle andı. Anma etkinliği Tabur savaşçılarının saat 09.00’da askeri yürüyüşle Karargah önüne gelmesi ile başladı.
Korona salgınından kaynaklı geniş çağrı yapılmayan askeri törene TKP-ML TİKKO savaşçıları, Ermeni Meclis Girişimi aktivistleri ve Tekoşina Anarşist katıldı. Ermenice yapılan selamlama ve saygı duruşunun ardından ilk olarak tabur komutanı Manuel Demir Arapça, kadın savaşçılardan Desil Hekimyan Kürtçe ve yine tabur komutanı Arnos Andok Ermenice birer konuşma yaptı. Tabur komutanı Manuel Demir “ Nubar yoldaş ezilen halkların
özgürlüğü için canını feda etmekten çekinmedi. O sadece bir komutan değildi, aynı zamanda devrimci idi. Ve Nubar yoldaş sadece Ermeni halkının komutanı değil aynı zamanda Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Ezidi halklarının da komutanı idi“ sözleri ile konuşmasına başladı. “ Nubar yoldaş aile, maddiyat ya da kişisel çıkar düşünmedi, o canını ezilen halkların özgürlüğü için feda etmekten çekinmedi “ sözleri ile devam eden konuşmada son olarak “ Nubar yoldaş askeri olarak çok ileri olmasına rağmen hep daha iyisini hep daha ilerisini hedefliyordu. Korkusuzca yoldaşlarına güven, cesaret veriyordu. O, Filistin’de Arap, Rojava’da DAİŞ’e karşı ezilen tüm halklar oldu“ dedi. Son olarak “ Biz buradan söz veriyoruz ki, başta Nubar yoldaş olmak üzere tüm şehitlerimiz aydınlık olsun diye onların anılarına mum dikeceğimize, onların düşüncelerine bağlı kalacağız“ dedi.
Desil Hekimyan konuşmasına “Bugün bizim için önemli bir gün, çünkü 14 Ağustos tarihinde ezilen halklar için canını feda eden Nubar Ozanyan’ın şehit düştüğü gün. Onsuz yaşam güzel değil” sözleri ile başladı. “Nubar Ozanyan nerede ezilen Ermeni halkı vardı, oradaydı. Filistin’de Arap halkı eziliyordu, oradaydı. Ezilen halklar neredeyse Nubar Ozanyan orada oldu. O bilgili, tecrübeli, usta, alim, öğretmendi” sözleri ile devam eden Hekimyan “Onun Rojava’daki hedefi olan Ermeni Taburu olarak onun düşüncelerinin devamıyız. Türk devleti Gri Spi ve Serekaniye’de soykırıma devam ediyor. Ama biz de soykırıma karşı tıpkı Nubar yoldaş gibi ezilen halkların yanında yaşadığımız toprakları savunmaya devam edeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Arnos Andok da konuşmasına “Nubar yoldaş bir Ararat çocuğuydu. Ararat dağı ne kadar yüksek ve heybetli ise onun amaçları, idealleri ve kavgası bir o kadar yüksek ve heybetli idi” sözleri ile başladı. “O sadece doğduğu büyüdüğü toprakların evladı ve onun özgürlük savaşçısı değildi. O, kendine bütün sınırları aşan ideali gibi sınırları aşan bir mücadele seçti. O gücün, mücadelenin peşinden koşarak Filistin’de, Ermenistan’da, Türkiye’de ve Rojava’da savaştı. Çünkü onun idealleri sınırsızdı. Keza Nubar yoldaş sadece korkusuz bir savaşçı, komutan değildi. Aynı zamanda filozof, zanaatkar, emekçi idi. Dolayısıyla savaş ile yaratıcılığı birleştirendi. O, nerede ezilenler varsa orayı kendi vatanı kabul etti. Gerçek kimliği devrimcilikti. Onun ülkesi de ezilenlerin tüm toprakları idi. Yaşamının sonuna kadar bütün bu idealleri için mücadele etti” diyerek devam etti.
Andok konuşmasını “Rojava topraklarında soykırımın izlerinin peşinden giderek Ermeni halkına ulaştı ve onların da bir askeri gücünün olmasını istedi. Çünkü askeri gücü olmayanın özgürlük gücü olamaz düşüncesi ile mücadelesini yürüttü. Onun izinden giden yoldaşları, savaşçıları olarak onunla gurur duyuyoruz. Onun mücadelesini büyüteceğimize söz veriyoruz” cümleleri ile sonlandırdı.
Askeri tören savaşçıların hep bir ağızdan Ermenice “Araratn Aratch” marşını söylemesinin ardından sona erdi.