Proto Guantanamo Sistemini Parçalamak
HABER MERKEZİ – Halkların Önderi A. Öcalan uluslararası komplo ile 15 Şubat 1999 günü Kenya’nın Nairobi kentinden alınarak TC Devletine teslim edildi. 1999’dan bu güne kadar 21 yıldır Önder A. Öcalan siyasi bir rehin ve devrimci tutsak olarak İmralı işkence sisteminde tutuluyor.
Önder A. Öcalan ilk yakalanıp İmralı işkencehanesine alındığında,İmralı zindanını, kendi deyimi ile Proto Guantanamo olarak tanımlamış ve üçüncü dünya savaşının başlatılması olayı olarak değerlendirmişti. Dönemin TC Başbakanı B. Ecevit kendisi için Önder A. Öcalan’a dönük operasyonu başarılı olarak kamuoyuna lanse etse de kısa sürede neden kendilerine bir paket olarak teslim edildiğini anlayamadığını itiraf etmişti. Guantanamo, bilindiği gibi 11 Eylül 2011’de El Kaide adına ABD’nin ikiz kuleler, Dünya Ticaret Bankası ve Pentagona yapılan intihar uçak saldırıları sonrasında geliştirilen ve içinde her türlü haksız, hukuksuzluğu barındıran, her türlü işkencenin insan bedenine ve beynine yapıldığı planlanmış bir insan iradelerinin oynandığı, ölüm sisteminin ve planlı-uzun süreli ölümebırakılan, işkencelerin yapılarak uygulandığı insanlık dışı sistem oluyor.
Guantanamo uygulamaları sonraki yıllar tüm çirkinlik ve ahlaksızlığı ile kamuoyu önünde belgelenerek deşifre ve teşhir edildi. Irak Ebu Garip zindanı da bunun bir parçasıydı.
Önder A. Öcalan Türkiye’ye teslim edilmeden önce uluslararası güçler özellikle ABD ve AB’nin arkasında olduğu bizzat kendilerinin aktör olduğu İmralı sistemini önceden planladıkları anlaşılıyor. Önder A. Öcalan’ın yazmış olduğu savunmalarında da ilk İmralı’ya götürüldüğünde yaşlı iki Avrupalının kendisi ile Türk yetkililer huzurunda, “bundan böyle burada kalacaksın biz de buradaki durumunu yakından takip edeceğiz, insan hakları açısından izleyip, raporlaştırırız” mealinden söylemlerde bulunuyorlar. Ve sonraki yıllar bunların CPT adına Önder A. Öcalan hakkında yerinde ve zamanında olmazsa da CPTolarak dönem dönem İmralı’yı ziyaret ederek durumu raporlaştırıp politik çıkarlara göre Türk yetkililerini de bu raporlar hakkında bilgilendirdiği kamuoyu önünde ifşa etmiştir.
Son süreçte CPT adına 2019 yılında yapılan İmralı ziyareti kamuoyuna yansıdı. İlk defa CPT detaylı bilgilerle İmralı’nın bir işkencehane olduğunu teyit etti. CPT’nin bilgilerinde İmralı sisteminde her türlü hak ihlalinin olduğu hukuki açıdan belgelendi. Peki CPT bunu bilmiyor muydu? Hayır biliyordu ama ABD ve AB çıkarları böyle bir raporun yayınlanmasını 2020 yılına kadar getirdi. Önder A. Öcalan; ABD, AB, İngiltere, İsrail, Rusya ve bir çok devlet yönetiminin kararı, bu devletlerin Türkiye ile olan politik, ticari ve ekonomik çıkarları sonucu korsanca darp edilerek Türkiye’ye hukuksuzca teslim edild. CİA, MOSAD, MİT gibi Gladyo örgütlerinin operasyonu sonucu İmralı işkencehanesinde mutlak tecride tabi tutuldu.
PKK başta olmak üzere Kürt halkı, Kürt kurumları, dost halklar, devrimciler, sosyalistler, çevreciler, ekolojistler yıllardır İmralı’da işkence sisteminin uygulandığını yüzlerce defa söyledi. Önder A. Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için 20 yıl boyunca onlarca kampanya düzenlendi. Bunun için uzun süreli açlık grevleri ve ölüm oruçları yaşandı. En son Leyla Güven öncülüğünde 200 günü aşkın uzun süreli açlık grevleri yapıldı. Türkiye zindanlarında devrimci tutsaklar ölüm orucuna girdi. Önder A. Öcalan’ın tutsak yoldaşları kadını, erkeği, fedai eylemleri ile hayatlarına son verdiler. CPT tüm bu süreçlerde kutsal devlet çıkarları uğruna birkaç Liberal söylem dışında bu düzeyde hiçbir raporunu kamuoyuna yansıtmadı. Çünkü Kutsal Devlet çıkarları insan hak ve özgürlüklerinin üstende olduğu AB hukuk normlarında tescillenmiştir. Bir kere hiçbir AK üyesi devletinin onay ve rızası olmadan kendi ülkesindeki insan hakları ihlalleri kamuoyuna yansıtılamaz.
Avrupa Bakanlar Komitesi de bir siyasi erk olarak bütün hukuksal süreçlere devletlerin politik, ekonomik ve ticari çıkarlarını gözeterek böylesi bir kararı açıklamasına için verir veya durdurur. Bunlar gözetildiğinde CPT de, İmralı’da hak ihlali ve işkence var diyorsa bu şu anlama gelmektedir. Kendilerinin oluşturduğu sistem çökmüştür. Önder A. Öcalan’ın iradesi, dayanma gücü, yoğunlaşması, sabrı, cesareti, çözümleme düzeyi kısacası fikirleri ve sistemi kazanmıştır.
21 yıldır rehin tutulan büyük devrimci tutsak Önder A. Öcalan ve İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysel Ateş’in bu Proto Guantanamo sisteminde bir an önce çıkarılmaları için Mısırlı gazetecinin deyimiyle Büyük Özgürlük Kampanyasının başlatılma zamanıdır. Sadece Önder Apo’nun fikirlerinin tüm dünyaya yayılması değil fiziki, sağlık, özgürlük ve güvenlik koşullarının sağlanması halinde başta Kürdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’ya, dünyaya baharın gelişi müjdelenecek olup, üçüncü dünya savaşı da barışa ve diyaloğa evirilecek, halklara kan kusturan AKP-MHP faşizmi de yok olacak, tarih Mazlumdan ve ezilenler lehine yazılmaya başlanacaktır.
Şimdi tam da Büyük Özgürlük Kampanyaları Zamanıdır.
Hasan ÇARÇELLA