İlizyon ve KDP!
HABER MERKEZİ – KDP Kürtlük sözcüğünü çok fazla diline doluyor, ama bunu esas olarak bir Kürt hareketi şahsında Kürtleri yok etmek isteyen soykırımcı güçlerin politikalarına meşruiyet kazandırmak için yapıyor. Tabi tepki toplamamak için o da kendine göre yöntemler geliştirmiş bulunuyor.
Aleni bir adaletsizlik, ahlaksızlık, hak gaspı ve yok sayma dünyada giderek yaygınlaşan bir anlayış. Toplumun beğenileri de ölçüleri de allak bullak edilmiş halde. Çünkü doğrular ve yanlışlar o kadar karıştırılarak empoze ediliyor ki, toplum zihinsel olarak bunalımlı, bulantılı hale getiriliyor. Bu kadar zihin ve hafızayla oynamak, algı yaratmaya çalışmak hangi sonuçları doğuracak, nasıl bir gelecek insanlığı bekliyor konularını düşününce sonuçlar hakkında üzülüyor insan.
Dünyada bu algı yaratma savaşları basın-yayın araçlarıyla ustaca yapılıyor. Onlar için önemli olan, çıkarın korunması, kar elde edilmesi ve buna biat edecek toplumu uyutmaya devam etmek!
Mesela Türkiye’de Tayyip Erdoğan müjdeli bir haber vereceği konusunda yaygara kopardı. Bir saat geçmeden doğalgaz konusu basına sızdırılmasına rağmen yine de damadın eksen değişikliği sözüyle hiç beklenmese de acaba Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda bazı adımlar mı atılacak yönünde gıdım da olsa kuşkulu sorular akla gelmişti. Ancak faşist diktatörün Cuma günkü konuşmasını dinleyince bu iktidarın gerçekten de yıkılma aşamasında olduğunu gördüm. Böyle bir fos haberle, aslında Türkiye toplumunun iktidarın beceriksizliğine karşı ayaklanmasını engellemek istediği açıkça görülüyordu. Ülke ekonomik olarak çökmüş halde, insanlar akşama eve ekmek götürebilir miyim diye kaygılı bir yaşam sürüyor. Yarın ne açlıktan öleceği mi bir yerde iktidara karşı konuşmuş diye tutuklanacağı mı ya da tecavüze uğrayacağı mı konusunda bir belirsizlik içinde. Yani bir yelkenliyle okyanusun ortasında pusulasız ve rehbersiz halde dımdızlak kalmış ve bermuda üçgenine doğru sürükleniyor. Ama faşist şef 2023 ve sonrası süreç için vaatlerde bulunuyor. Trajikomik bir hal.
Allahtan çok geçmeden, sözü edilen bilmem kaç metre küp gaz kütlesinin çıkarılıp çıkarılamayacağı konusunun bile meçhul olduğu basına yansıdır. Ya Amerika, Rusya ve Çin çıkarabiliyormuş ya da hiç kimse. Bunun gibi rezervler daha önce de çok defa bulunmuş, ama maliyeti kazancından daha fazla olduğu için karışılmamış…
İktidarın bir şeyler yapmış yaptığını göstermek ve topluma biraz daha sabredin, ekonomik krizi çözeceğim algısı ve kuşatma saldırısına karşı demokratik çevrelerin de gerçekleri ortaya koyan görüş, düşünce ve haberleri de yansıdı.
Demek ki AKP-MHP faşist iktidarı böyle bir açıklamayı, toplumu moralize etme ihtiyacı duyduğu için yapmış oluyor. AKP’nin zihni cenderesinden söylersek toplumu teskin etmek için kendince rüşvet teklif ediyor.
Çoğu aydın ve yazarca açıklama tam bir fiyaskoydu ve çaresizliğinin düzeyini gösteriyordu. Bence de öyle!
Diğer önemli bir neden de, Akdeniz’deki yenilgisini gizlemek için yapılmış bir açıklama olabilir. Akdeniz’deki mağlubiyet Karadeniz’deki zaferle görmezden getirilmiş olabilir. Dedik ya, algı yaratma dünyası. Gerçek önemli değil, önemli olan hangi imajı verdiğin ve algıyı yarattığın!
Dünyanın ve AKP’nin bu hileleri, oyunları anlatmakla bitmez. Kürtlerin gündeminde başka bir konu bulunmakta: KDP ve onun TC işgalini meşrulaştıran politikaları! Tabii bir de TC’nin tecavüzcüleri destekleyen Soysuz bakanı!
KDP Kürtlük sözcüğünü çok fazla diline doluyor, ama bunu esas olarak bir Kürt hareketi şahsında Kürtleri yok etmek isteyen soykırımcı güçlerin politikalarına meşruiyet kazandırmak için yapıyor. Doğrudan da karşıtlık yapıyor, ama uluslaşmanın gelişmesinde çok önemli bir rol üstlenmiş bir harekete karşı Kürt kamuoyu içinde teşhir olacağını bildiğinden, bunu yapamıyor. Ama tepki toplamamak için o da kendine göre yöntemler geliştirmiş bulunuyor.
KDP diyor ki, PKK’nin buralarda ne işi var? PKK Başûrê Kurdistan’da olduğu için Türk devleti saldırıyor! PKK bu dağlarda olduğu için Türk devleti her tarafı bombalıyor.
Diyor ki, PKK siz bu hakim olduğunuz alanlardan çıkın, ben gelip yerleşeyim TC bombalarla, askeri güçle gelip işgal etmesin, ben hakim olayım. Soruyoruz, Hewlêr’de, Duhok’ta, Akrê’de, Zaxo da ve KDP’nin denetimindeki her yerde gerçek hakim güç TC midir KDP midir? KDP’nin denetimindeki alanlarda ne kadar istihbari, resmi görevli ve askeri gücüyle ne kadar TC’nin ordu mensubu bulunmakta? Ne kadar alan onlara bırakılmış bulunmakta? Ya da KDP’nin denetimindeki herhangi bir yerde TC’nin hakim olmadığını kim söyleyebilir? Hiç kimse!
KDP’nin mantalitesinde şu olduğu açığa çıkıyor: gerillalara diyor ki, önünüzde iki seçenek var birincisi hakim olduğunuz alanları bana vereceksiniz, ki ben de zaten TC’ye vereceğim, böylece Kürtlerin yaşadığı tüm alanlar TC’nin topraklarına dahil olacak ya da ben bilgi veririm, kara propaganda yaparım, gerçekleri tersyüz ederim, sanki toplumda size karşı tepki varmış gibi gösteririm, sizi hem şehit düşürürüm hem de suçlu gösteririm onlar gelip hakim olacak!
Halk KDP’nin bu işgali destekleyen politikalarına karşı ayaklanıyor. KDP, bunu PKK yaptırıyor diyor. TC’nin Efrîn’le başlayan, Bradost, Serêkaniyê ve Girê Spî’yle tırmandırılan ve bugün de Heftanîn ve tüm Başûr ve Rojavayê Kurdistan’ı işgal saldırılarını herkes görüyor, ama ne hikmetse KDP görmüyor! Suçlu PKK ve gerilla oluyor? Gerçekler bu kadar da çarpıtılmak istenmez ki! TC’nin zihniyetini ve ne yapmak istediğini anlamak için bir gayrete gerek yok. Beş yaşındaki bir Kürt çocuğuna da sorulsa TC’nin Kürt düşmanı olduğunu söyler. Nasıl oluyorsa herkesin görmüş olduğu bu gerçek KDP tarafından görülmek istenmiyor.
Sefin Dizayi, biz PKK ile savaşmamak için çabalıyoruz, diyor. Neçirvan, PKK meşru bir güç değil diyor, başka bir yetkili bilmem ne diyor.
Başûr’da ekonomik kriz yaşanıyor, daha doğrusu herkesin maaşını çalıp çırptıkları için kimseye para veremiyorlar, suçluyu PKK olarak gösteriyorlar. Tüm günahlarından PKK’yi gerekçe göstererek arınacaklarını sanıyorlar. Halbuki PKK olmazsa TC KDP’yi de kendini siyasi kazanım elde etmiş sanan Güneyli güçleri de nefes alamaz hale getirir. Bunu bilmek için alim olmaya gerek yok.
Kürtler bu işgalciliği yerle bir edecek güçtedirler. Yeter ki KDP engel olmasın. Başûrê Kurdistan halkı ulusal birliği yaratacak ruhla Serhildanlar yaparsa KDP de bir şey yapamaz. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan’ın dediği gibi; Başûrê Kurdistan halkımız birlikte hareket ederse bu AKP-MHP faşist iktidarı da işbirlikçileri de yıkılır!
Kaynak: Rohat Baran / Yeni Özgür Politika