HADİ BAŞLAYALIM; BİZ DAĞLARDAN SİZ ŞEHİRLERDEN
HABER MERKEZİ –
Hadi hepimiz işe koyulalım…
Şimdi işe koyulmanın tam zamanıdır.
Biz dağlardan, siz şehirlerden…
Bir sistemi yıkmayı düşündünüz mü hiç? Köle üreten, iktidar üreten, çirkinlik üreten bir sistemi yıkmayı düşünüz mü hiç? Duygusuzluğu artıran, insansızlığı üreten, vicdansız ve ahlaksız kişi yetiştiren bir sistemi yıkmayı düşünmediniz mi hiç? Peki ya tecavüz üreten, tecavüzcü doğuran, tacizi artıran katliam ve şiddeti üreten bir sistemi yakmayı düşündünüz mü? Sevgisizliği, aşksızlığı yüreğimize dayatan, iradesiz her şeye bağımlı kişilikler olmamızı emreden bir sisteme başkaldırmadınız mı hiç ? “Çocukları da öldürün, nasıl olsa büyüyünce gerilla olacak, kadınları dövün nasıl olsa bir gün sözünüzden çıkar, gençleri vurun, izin vermeyin düşünmesine bir gün size başkaldırır” diyen bir sistemin dilini kesmeyi, kökten silmeyi ve yerin altına koymayı hiç düşünmediniz mi?
Avukatların açlık grevlerinde adalet ararken can verdikleri, çocukların ekmek almak için dışarı çıkıp bir panzerin altında kaldığı bir devlet. Mini bir etek giydi diye parçalara ayrılıp ormanlara atılan kadınları, evine para getiremiyor diye her gün içki içen ve sarhoş olunca da kadını ve çocuklarını katleden erkekleri, devletin bakanlarının oğulları sevki sefa içindeyken sizin bir gün bile gün yüzü görecek bir gününüzün olmamasını düşündünüz mü hiç?
Kürdistan gençlerinin, Türkiye gençlerin, Orta doğu gençlerinin ne farkı var diğer gençlerden. Fakir bir aile çocuğunun ne farkı var ki en zengin okulda okuyan devlet bakanlarının oğlundan, fakirlikten üniversiteye gidemeyen genç bir kızın ne farkı var ki en iyi okullarda okuyan bakan kızlarından. En yüksek binadan bin bir çeşit yemekle çocuklarını doyuran bir kadının ne farkı var ki Tarlabaşında, Bağlarda, Koçerler mahallesinde, Gazi mahallesinde çocuklarını sadece peynirle büyüten bir anadan. Hangi Müslümanlık bunu kabul eder, hangi sosyal devlet anlayışı bunu öngörür, hangi vicdan ve ahlak sahibi kadın buna boyun eğer, hangi zeki ve asi bir genç bunu olduğu gibi kabul eder?
Gelin tüm farkları kapatalım. Yıkalım en yüksek binaları eşitleyelim en alttakiyle en üsttekini. Gelin, insan beynini uyuşturan okulları, gerçekleri saklayan okulları yakalım da yıkalım. Gelin cami hoparlörlerinden; “ Zulüm nerdeyse biz orada boy vereceğiz” diye bağırıp halaylara duralım. Varsın o zaman değsin göğsümüze en alçak kurşun. Gelin gençler arasında ki farkı kapatalım kendimizle birlikte Türkiyeli gençleri de özgürleştirelim. Gelin işe gitmeyelim, vergi vermeyelim, terk edelim okulları, bırakalım fabrikaları, gazetelerini okumayalım, televizyonlarını izlemeyelim, radyolarını dinlemeyelim, oy vermeyelim, toprağımıza ayak basan her düşmanı vurup geçelim de yol açalım çiçeklerin yeşermesine, he gün dağları bombalayan uçakların kalktığı havalimanlarında bir çakmak yakalım, devlet memurlarını tehdit edelim, ihanetçi, şereften habersiz kontraları hedef alalım. Gelin tekrar Gezi’ yi yaratalım; çünkü bu ruh yüreğimizde saklı sadece görmesini bilmemiz gerek. Gelin Libya gibi, Mısır gibi, Angola, Kübalılar gibi elimizde gitarımız kan dökerken bile meydanda şarkılar bağıralım gökyüzüne. Çünkü şimdi kan dökmezsek daha çok kanımızı dökecekler. Hadi başlayalım. Cenga Heftanîn’in şahına yakışır bir eylemle selamlayalım dağlarda direnenleri.
Bu bir nefret çağrısı değil, bizden her şeyimizi almaya yeminli ve her şeyiyle bize saldıran bir sistemden intikam alma uğraşıdır. Bu yeniden onurlu, insanca yaşamı yaratmanın ilk giriş yazısıdır.
Bırakın kaos çıksın bizden yıldız gibi doğalım o kaostan. Unutmayın devrim bir yıkım eylemidir!
Laleş Rênas/Behidnan