Güvenlik-Han Tepesi Baskın Eylemi – 2

HABER MERKEZİ –

Taktik ve tarz anlamında değerlendirdiğimizde Karadeniz’den Amanos’lara Kürdistan’ın birçok saha ve eyaletinde düşmanı sarsan nitelikli eylemler oldu. Tabi Türk devleti, ordusu ve medyası yapılan bu başarılı eylemleri geçmişte olduğu gibi gerçekleri ters yüz ederek başarısız olarak göstermek için elinden gelen her türlü çabayı gösterdi. Bilindiği gibi döneme damgasını vuran eylemler oldu, büyük mücadeleler yürütüldü. Kahramanca direnişler ve şehadetler gelişti. İskenderun eylemi Xakurke tepe baskını, Erzurum’da Sarıyayla jandarma karkoluna karşı yapılan eylem yine Dörtyol da yapılan eylem örnek olarak verilebilinir. Bunların dışında birçok eylem yapıldı. En son yirmi temmuzda  Çukurca’ya bağlı Han tepesine de belli bir süre yapılan hazırlıklar temelinde kapsamlı bir baskın eylemi oldu. Yapılan tüm bu eylemler aslında gerillanın HPG’nin yeniden yapılandırılması çerçevesinde ulaşılan düzeyin göstergesidir. Kendisini yenileyen, donatan, taktikte derinleşen tekniğe hakimiyeti olan, komutada klasikliği aşan ve dördüncü stratejik mücadele dönemi ruhuna denk bir düzey yakaladıklarını somut pratik örnekleri olarak verilebilinir. TC devleti, özellikle ordusu gerillanın çıkış yapamayacağını kapsamlı, başarılı eylemlere imza atamayacağını geçmişte çokça dile getirdikleri gibi, uzaktan kumanda ile, sabotaj eylemleri ile sınırlı kaldığının propagandasını bir süre yaptı. Fakat bu iki buçuk aylık hamle süreci gösterdi ki yeniden yapılandırılan gerilla orduya karşı bütün taktikleri kısa bir süre içerisinde uygulayabileyek  yetkinliğe ulaştığını gösterdi.  Ordunun ve medyanın geçmişten beri bilinen şöyle bir özelliği de var. Gerillanın gerçekleştirdiği her başarılı eylemi çarpıtarak, gerçekleri ters yüz ederek  kamu oyunu yanıltmak için çeşitli spekülasyonlara başvurmaktadır. Yapılan eylemlerle ağır darbeler yemesine rağmen bunu halktan gizlemek için psikolojik savaş yöntemlerini devreye koymaktadır. Yani başarılı ve güçlü eylemlerimizi hazm etmemektedir.  Gerillanın geldiği düzeyi ve performansını kabul etmemekte bunun için de yapılan her başarılı eylemi ya tesadüf, rastlantı ya da dış güçlerle bağlantısını kurmaya çalışmaktadır.  En son yirmi temmuzda yapılan Han tepe eylemine de aynı yaklaşımı sergilemiştir. Eylemin üzerinden bir ay geçmesine rağmen medya aracılılğıyla eylem üzerine tartışmalar devam etmektedir. Ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Aslında eylemi taktik başarı düzeyini ve sonuçlarını çarpıtmayı hedeflemektedir. Geçmişte bir çok eylem de yaptığı gibi Han tepe eylemini ters yüz etmektedir. Mesala heronların eylem öncesinde arkadaşların görüntelerini aldığını eylem esnasında da neden müdahale edilmediği tartışılıyor. Eylem ve sonrasında havadan ve karadan yapılan tüm müdahalelerin ve takviyelerin güçlerimiz tarafından nasıl kırıldığı, püskürtüldüğü ve hezimete dönüştürüldüğü gerçeği ortadayken bu tür spekülasyonlarla asker aileleri ve kamuoyu kandırılmaya çalışılmaktadır. Bundan dolayı Han tepesi baskın  eyleminin gelişimi, sonuçları, ardından yaşananları değerlendirmek gerekmektedir.

Yapılan eylemin ayrıntılırına gelirsek; hamle başladıktan sonra haziran  ve temmuz ayları boyunca gerilla yüksek bir performans göstererek Türkiye ve Kürdistan’ın bir çok bölgesinde başarılı eylemlerle insiyatifi eline aldı. Bu süreçlerde yaşadığımız şahadetlerde oldu. Bu şahadetlerin çoğu ya düşmana karşı saldırı halinde ya da eylem girişimlerinde oldu. Bu gerçektende Apo’cu fedai militanlığının ulaştığı düzeyi, azmin, cesaretin ve kahramanlığının zirvesiydi. Temmuz ayının başında bizim hata ve eksikliklerimizden dolayı peş peşe yaşadığımız kayıplar oldu. Pervari’de 10 arkadaş eylemin  geri çekilmesinde şehit düştü. Yine Zagros’ta Bedey karakolu tepe baskınında 12 arkadaş şehit düştü. Arkadaşlar bu tepeyi düşürmelerine rağmen geri çekilmede geç hareket etme ve kuralları uygulamamadan kayıplarımız yaşandı. Gümüşhane’de yaşanan şahadeler vardı. Bu şahadetlerin üst üste gelmesi halkı ve hareketi zorladı. Türk ordusu içinde kendisini toparlamasına yol açıp moral oldu. Yaşanan kayıplar düşmanın güçlülüğünden değil taktiğin uygulanma düzeyinde yaşadığımız yetersizlik ve hatalardan kaynaklandı. Keşif ve planlamade ve özellikle de geri çekilmede düşman tekniğinin dikkate alınmaması ve disiplin zayıflığından kaynağını aldı. Yaşanan bu durumları değerlendirmek için genel yönetimlerin katıldığı tartışmalar oldu. Eylemler tek tek ele alınıp değerlendirildi, tartışmalar birkaç gün devam etti. Önderliğin görüşme notlarında taktik ve tarza ilişkin uyarıları ve perspektifleri oldu. Tartışmaların olduğu böylesi bir süreçte biz de eylem kararını verme aşamasındaydık. Hem Önderliğin hemde hareket yönetiminin geliştirmiş olduğu eleştirilelr vardı. Özellikle taktikte tek düzelik ve salt askeri hedeflere yönelme durumunun aşılması gerekiyordu. Tüm bu tartışmalar dikkate alınarak  güvenlik –han tepesi askeri üssünün bir tepesine baskın eylem kararı alındı.  Eğer eylem başarılı olursa genel güçlerimiz açısından bir çıkış ve moral olacaktı, tersi durumda ise yürütülen bütün tartışma ve perspektiflerden sonuç çıkarılmadığı anlamına gelecekti, bunun için çeşitli düzeylerde yoğun tartışmalar yapılarak  eylem yapılacak hedefin tüm ayrıntıları teknik donanımı ve geri çekilmesi hesaplandı. Eylem yapılacak hedef ise Kayseri Tugayına bağlı özel eğitimli tümü subay ve uzman çavuşlardan oluşan bir komanda bölüğüydü. Sınırda konumlanan düşman gücünün tümünü bu tugaya bağlı birlikler oluşturuyordu. Çukurca hattında konumlanan bu birlikler yüksek teknoloji ile donatılmış, tahakkümlü birliklerdi. Yapılan planlama çerçevesinde özel olarak düşmanın bu güçleri hedef kapsamına alındı. Eylemin zamanlaması bizim için çok önemliydi. Onlarca yoldaşımızın cenazelerine karşı insanlık dışı muameleler yapılmış cesetler tanınmaz düzeye getirilmiş, halkımızın buna karşı gerillayı intikama çağırdığı bir süreçti.

Düşmanın vahşetine, halkın intikam çağrılarına cevap olma temelinde büyük bir kararlılık ve coşku ile eylem hazırlıklarına başlandı. Yapılan planlamaya göre; güvenlik (Han tepesi) tepesine iki koldan baskın bununla paralel koordineli olarak Sere Seve topçu taburu, Eriş topçu taburu, Bilican askeri üssü ve Güvenlik üs merkezlerine de bir çok koldan ağır silahlarla darbeleme eylemleri yapılacaktı. Eylem ve sonrasında düşmanın takviye ve müdahalelerini engellemek için de arazinin stratejik yerlerinde Doçkalar, füze, bomba atar ve pusu grupları yerleştirilecekti. Bu temelde hedefler gece, gündüz gruplarımız tarafından keşif edildi. Tepedeki düşman gücünün sayısı, mevzi, kanal, ağır silah konumlanmaları tespit edilmeye çalışıldı. Yani hedef denetime alınarak günlerce tüm ayrıntılara dikkat edilip hesaplandı. Keşif ve planlama yapıldıktan sonra eylem düzenlemeleri yapıldı. Baskında yer alacak dört grup yine diğer merkezlere dönük ve düşman takviyelerini engellemeye dönük on grup yani toplam on dört grup eylemde yer alacaktı. Düzenlemeler yapıldıktan sonra hedefin maketi yapılarak, üç gün boyunca tartışmalar yürütülerek provalar yapıldı. Özellikle saldırı grupları yoğunlaştırıldı. Mevzilerin üzerine nasıl gidilecek, silahlar nasıl toplanacak, geri çekilme nasıl olacak ve benzeri konulara üzerine yoğun tartışmalar pratik uygulamalarla yürütüldü. Eylemin hazırlık çalışmalarında arkadaşlarda büyük bir coşku kararlılık ve başarı arzusu vardı. Eyleme katılacak tüm arkadaşlar böylesi bir eyleme katılacak olmanın heyecanını yaşıyor ve eylemin başarıya ulaşması için tüm arkadaşlar  iddaa sahibiydi. Başta Ş. Şervan, Ş. Rojbin, Ş. Pılıng, Ş. Avareş arkadaşlar olmak  üzere tüm arkadaşlarda hedefe kilitlenme başarma hırsı belirgin bir şekilde kendisini gösteriyordu.  Yani eyleme gidilmeden aslında eylem ruhta, düşüncede kazanılıp başarıya ulaşmıştı. Savaşın kazanılmasının yarısının hazırlık olduğu bir gerçektir. Han tepe eylem hazırlık aşamasında arkadaşlarda kendini hedefe kilitleme, başarma arzusu ve fedai ruh üst zirvedeydi. İntikam hırsı yüksekti. Eylemde en önde yer almayan arkadaşlar duygusal yaklaşımlar içerisine girip farklı tutumlar içerisine girdiler.  Amaç ise arkadaşların eyleme katılma isteği ve saldırıda yer alma iddiasıydı. Bütün hazırlıklar bu temelde tamamlanıp eylemin yapılacağı alana dönük harekete geçildi. Artık herşey tamamlanmış ve uygulamaya geçilecekti. Eylem saati olarak sabaha doğru iki olarak belirlendi. Hedef iç  taraflardaydı. Düşman gücü gece on ikiye kadar tetikteydi. Düşman  sürekli olarak ölüm korkusu yaşadığı için hep panikteydi. Gece yarısından sonra ise bir gevşeme durumu, duyarsızlık durumunu yaşıyorlardı.  Düşmanın termal ve gece görüş sistemini boşa çıkarmak için farklı taktik ve yöntemler kullanılarak gruplar  yerlerine doğru sağlam bir şekilde ulaştı. Yani düşmanın çokça abarttığı termal sistemi boşa çıkarıldı. Bu şekilde hiçbir grubumuz deşifre olmadan yerlerine ulaştı. Baskında yer alacak iki saldırı ve savunma grubu vardı. Birinci saldırı kolunun yeri riskliydi. Çünkü bu grup düşmanın konumlandığı tepenin altından geçip arkasından dolanacaktı. Düşman tarafından fark edilme olasılığı vardı. Şervan arkadaşın komutası altındaki bu grup tüm kuralları harfiyen uygulayarak saatlerce sürünerek sağlam bir şekilde yerlerine ulaşma başarısı gösterdi. İkinci saldırı kolu ise diğer gruplara göre yerleri daha iyiydi. Savunma grubunun yeri ise çok hassas ve stratejikti. Başta savunma kolu yerini alacaktı. Bu kolumuzda 2 BKC, 2 B7 silahıda vardı. Savunma grubu başta mevzilenecek, daha sonra diğer saldırı grupları da sızma şeklinde ilerleyebilecek düşman fark ederse savunma grupu vuracak eylem baskına dönüşecekti. Savunma grubu sağlam bir şekilde ve hızla yerine ulaştı.

Düşmanın eylemi farketmemesi için azami olarak kurallara dikkat edildi, örneğin eylem başlayana kadar hiç cihaz kullanılmadı. Cihaz üzeri mandallama işaret olarak belirlenmişti. Savunma grubu yerine ulaştığını mandallama işareti ile genel koordineye bildirdi. Daha sonra saldırı grupları devreye girdi ve düşman mevzilerine sızma başladı. Şervan arkadaşın kolu saat ikiye doğru bomba mesafesinde mevzilere  yanaştı. Bu grup yerine ulaştıktan sonra zaten düşmanın direnme azmi de yok edilmişti. Şervan arkadaş mevzilere yanaştığı bilgisini verdikten sonra koordinenin talimatı ile eylem başladı. Birinci saldırı kolu el bombalarıyla hızla mevzilere saldırarak  birkaç dakika içerisinde mevzilere girdi. Yani düşmanın profesyonel ve seçkin birliği uykuda yakalandı. Sonrasında savunma grubu da etkili ve yoğun bir atışla tepeyi vurmaya başladı. Arkadaşlar büyük bir fedai ruhla ve hızla beş mevziyi düşürdü. Bu esnada Şervan arkadaş savunma grubunun mermisiyle ayağından yani bizim hatamızla yaralandı. Bu bir talihsizlikti. Bu kolun son mevzinin düşürülmesi esnasında da Avareş arkadaş  çok acele ederek mevzinin üzerine giderken ağır yaralandı.  Avareş arkadaş daha duyarlı ve sabırlı yaklaşsa yarada almazdı.  Apocu ruhla  fedaice, sloganlar atarak büyük bir atiklikle mevziye girerken yaralandı. Bu kol hedeflediği altı mevziyi düşürdü. Arkadaşların çok sayıda silah toplamalarına rağmen Şervan ve Avareş arkadaşların getirilmesinden dolayı sadece düşman üzerinden bir BKC silahını arkadaşlar getirdi. İkinci saldırı kolu ise eylemin esas saldırı koluydu. Takviye grubu da vardı.  Bu grubumuzda yaşanan bazı yetersizliklerden dolayı başlangıçta mevzilerden uzak konumlanmışlardı. Eylem başladıktan sonra arkadaşlar büyük bir kararlılıkla kendilerini mevzilere ulaştırdılar. Burada da düşmanın dokuz mevzisi vardı. Düşman burada yarım saate yakın direnmeye çalıştı. Özellikle Bomba atar ve BKC mevzisi bir süre çatıştı. Arkadaşlar burada büyük bir ruh ve ustalıkla tek tek bütün mevzileri düşürdü. Yani toplam tepede bulunan on beş mevzi kısa sürede arkadaşların eline geçti. İçinde tepenin komutanı olan koordine mevzisi arkadaşların eline geçti. bazı mevziler alev alarak tüm cephanelikle birlikte imha oldu. Arkadaşlar tarafından tek tek mevziler kontrol edilerek 1 Adet A-4, 1 Adet Bomba atar, 1 Adet havan, 3 Adet Nico dürbün 1 büyük termal ve ondan fazla ferdi silah ve çok sayıda askeri malzeme  imha edildi. İki MG- 3, iki BKC, dört G-3, dört silah termali bir el cihazı ve çok sayıda malzemede arkadaşlar tarafından getirildi. Arkadaşlar tepede bir saatten fazla kalarak toplam 31 cenazenin üzerine gittiler. Tepeden birkaç asker kaçarak kurtulmayı başardı onun dışında diğer askerlerin tümü vuruldu. Tepe düştükten sonra düşman geçmişteki geleneğini bozmadan yaralı, ölü asker demeden tepeyi yoğun bir şekilde bombalamaya başladı. Arkadaşlar saat üç buçuktan sonra tepeden çekilmeye başladı.  Düşman sabaha doğru toparlanmaya başlayıp yoğun teknik kullanmaya başladı.

Azad Siser 

Devam Edecek…

Güvenlik-Han Tepesi Baskın Eylemi – 1