15 Ağustos ve gerilla direnişi

HABER MERKEZİ –       TC devleti adına AKP – MHP faşist iktidarının işgal ve yayılmacı politikaları sonucu şiddet ve savaşın düzeyi artık tüm ahlaki, vicdani ve politik sınırları aşmış olup giderek milliyetçilik, ırkçılık ve faşizm neredeyse Türklük ve Türk İslamcılık anlayışı ile özdeşleşmiş hale gelmiştir.

5 Nisan 2015’ten bu yana Halkların Önderi A. Öcalan’a dönük tecridin ağırlaştırılması artık CPT’yi de utangaç da olsa İmralı Sisteminin tecrit sistemi olduğu gerçeğini kabul eder hale getirmiştir. Son günlerde basına yansıyan CPT raporunun içeriğinde bu ifadelere yer vermiştir.

Ekim 2014 MGK toplantısında karara bağlanan ve Kürt Halkının soykırım belgesi olarak tanımlanacak “Çöktürme Planı” karara bağlanmış olup savaş, şiddet politikaları AKP’nin disturu haline gelmiştir.

5 Nisan 2015’te Önder A. Öcalan’ın tecridi, 7 Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinde AKP’nin hezimete uğraması ile sonrası AKP – MHP ve Ergenekon ekibinin evliliği ile birlikte Türkiye çete, mafya ve Derin Devletin insafına bırakılmış bu üçlü ekibin başına da resmiyette R. T. Erdoğan, Devlet Bahçeli, Hulusi Akar getirilmiş olsada,  fiiliyatta Alaattin Çakıcı, Sedat Peker ve İlker Başbuğ’un yönettiği bir Türkiye gerçeği ile karşıkarşıyayız. 2014’te DAİŞ ile ittifak kuran bu ekip DAİŞ’i Kobanê başta olmak üzere tüm Rojava, Mexmur, Şengal alanlarına saldırtmış daha sonraki süreçlerde özellikle 24 Temmuz 2015 günü 400 sorti ile gerilla alanlarına yapılan saldırı ile birlikte soykırım politikalarını aktif yürürlüğe koymuşlardır.

2015 sonrası resmiyette Türkiye’yi yöneten AKP – MHP faşist ittifakı esasta fiiliyatta TC’yi Çete , Mafya, derin Devlet ekibinin yönettiği bir TC gerçekliği ile karşı karşıyayız.

2018 Afrin işgali, 2019 Grê Spi, Serekani işgali, Başurê Kürdistan’da Şemdinli, Çukurca, Uludere, güney sınırları boyunca kimi yerlerde 5, kimi yerlerde 15 km güneyin içlerine sarkan ve üs bölgeleri ile Başuru da adım adım işgal eden TC Çete, Mafya, Derin Devlet ekibi Türk İslam sentezi anlayışı ile yayılmacılığı, ırkçı Türklük ve sahte İslamcılık adına yapmaktadır.

Esasta Misak-i Milli sınırlarında Türk İslam yayılmacılığı anlamında Kürt halkına ve Kürtlere soykırım dayatılıyor.

Bu işgal ve yayılmacılığa karşı mevcut haliyle PKK ve Kürdistan Gerillası tek direnen güç olduğundan dolayı Kamuoyuna PKK – TC savaşı olarak yansıtılıyor. Oysa ki AKP – MHP faşist iktidarının özellikle son iki yıldır Libya’ya savaşını taşırması, Akdeniz havzalarında Yunanistan, Suriye, Kıbrıs alanlarına doğru kışkırtmacı manevralara, Azerbaycan’ın da Ermenistan’dan dolayı savaşa kışkırtan AKP – MHP faşizmi oluyor.

AKP – MHP faşist iktidarı bu hamleleri ile gerçek olan işgalci niyetini dışa vurunca giderek kardeşim dediği Sisi’nin Mısır’ını da TC karşıtlığına kadar getirmiştir.

AKP – MHP faşist iktidarının yayılmacı ve işgalci politikaları Heftenin’de gerilla direnişine çarpınca* Musul, Halep boyu Trablus, Yemen hattına kadarki niyeti tümden deşifre olmuştur. Çete, mafya ve derin devletin insafına terk edilen Türkiye tüm dünya tarafından giderek yalnızlaştırılan bir durumla karşı karşıyadır.

Demokrasi ve Demokratik Cumhuriyetin yönetmesi gereken Türkiye, AKP – MHP faşist işgalci politikalarından dolayı iç siyasette sürekli gerilen ve büzülen, dış siyasette yalnızlaşıp marjinalleşen, ekonomik olarak neredeyse sıfırı tüketen duruma düşen bir ülke konumuna gelmiştir.

1990’ların çete, mafya, derin devletinden Türkiye tarihine yüz karası olarak geçen süreçler insanlık adına ibret verici Kenan Evren, Esat Oktay, Cem Erseverlerin Türkiye’si olarak geçmişti. Ve bunların tümünün akıbeti biliniyor. Ders çıkarılmazsa AKP – MHP faşist iktidarı sürecinde İlker Başbuğlar, Alaattin Çakıcılar, Sedat Pekerler olarak geçecektir.

Bunların Türkiye’ye yaptığı hiçbir iyilik yoktur. Böyle devam ederse TC uçurumun eşiğine getirilmiş, Heftenin’de yaşadıkları şok ve sendromlarla 15 Ağustos’a doğru giderken uçurumun dibini boylayacaktır.

PKK ve Kürdistan gerillası var oldukça hiçbir çete, mafya, derin devletin yaşama şansı olmayacaktır.

Siyasi sürecin esas motor gücü PKK ve Gerilla Direnişi olmaktadır. Heftenin’de yenilen TSK – MİT ve Çeteler güruhu yayılmacı ve işgalci politikaların kurbanı haline gelecek ve güçlü direniş her cepheden gelişirse AKP – MHP faşist hükümeti bir dönemlerin Damat Ferit Paşa hükümetine dönüşecektir.

Artık Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun AKP – MHP faşizminden kurtulma zamanı gelmiştir. Bunun için her cepheden aktif Demokrasi, Adalet ve Özgürlük mücadelesi bir seferberlik ruhu ile yürütülmeli.

Kürtlerin, Türklerin ve tüm Ortadoğu halklarının yararına olabilecek en acil çözüm Türk İslam sentezli, Çete, Mafya, Derin Devletten oluşan TSK – MİT çete yapılanması ve AKP – MHP faşizmine son vermekle demokrasinin ve özgüklüklerin yolu açılacaktır.

Hasan Çarçella